Alışkanlık, tekrarla otomatik olarak bilinçaltının yarattığı duygular, davranışlar ve düşüncelerdir. Alışkanlıkta bir şeyi o kadar fazla tekrar edersiniz ki, vücudunuz artık onu beyninizden daha iyi bilir.
İnsanlar sabah uyandığında, sorunları hakkında düşünmeye başlar. Örneğin hafta sonu maçı kaybeden oyuncu olduğunuzu düşünün. Hafta içi antrenmanına gideceksiniz. Ne düşünerek uyanırsınız? ‘’Uff ya daha iyi oynasaydık kazanırdık. Son üç maçtır yenemedik şu takımı. Defansımız zayıftı, kalecimiz iyi değildi, hava kötüydü’’, vb. Duygular deneyimlerin sonuçlarıdır. Bu yüzden bu sorunları hatırladıkları anda mutsuz ve üzgün hissederek güne başlar. Sizce bu oyuncunun antrenmandaki performansı nasıl olur?
Nasıl düşündüğünüz bu duygusal durumu yaratır. Kişinin tüm duygusal modu, bu maça ve bu maçtaki yenilginin bahanelerine takılı kaldığından bu durum yakın gelecek olur.
İnsanlar, telefonlarını ellerine aldıklarında Whatsapp’a bakarlar, emaillerine bakarlar, Facebook’larına bakarlar, Instagram sayfalarına bakarlar, twit atarlar, haberlere bakarlar, bu durumda bildikleri hayata bağlanırlar. Sonra bazı tekrar rutin davranışlara devam ederler. Yataktan belli yönden kalkarlar, tuvalete gider, kahve alırlar, duş alırlar, giyinirler, işe benzer yoldan giderler, benzer şeyleri yaparlar, aynı insanları görürler, benzer duygusal düğmelere basarlar. Bu şekildeki davranışlar rutin olur.
Davranışların 95%’i ezberlenmiş davranışlar, duygusal tepkiler, yerleşik tavırlar ve algılar olduğundan ve bunlar bilgisayar programı gibi otomatik hale geldiğinden analitik zihnin ötesine geçmek gerekir.
Bu durumu değiştirmek için hayallerin ve hedeflerin olması, buna olan inancın olması gerekir. Hepsinden önemlisi de bunu gerçekleştirecek başarı sisteminin bilinmesi…
Önce başarıya giden formülü bilmek, sonra da uygulayabilmek önemlidir. Bunun için de güçlü ve zinde bir zihin.
Comentarios